Sabri Paşayigit ' İnsan Odaklı Sistemler geliştiriyoruz'

Zeynep Fıratoglu ile Fanatik Gazetesi Gayrimenkul Borsasın'da bu haftaki konuk SPDO Mimarlık Kurucusu Sabri Paşa Yiğit

Zeynep Fıratoglu ile Fanatik Gazetesi Gayrimenkul Borsasın'da bu haftaki konuk SPDO Mimarlık Kurucusu Sabri Paşa Yiğit



 

Sabri Paşayiğit Mimarlık nasıl kuruldu?

Sabri Paşayiğit, Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar     Fakültesi Mimarlık bölümünden mezun olarak profesyonel kariyerine mimar olarak başladı. Öğrenim süreci boyunca büyük şantiyelerde ve tasarım ofislerinde edindiği farklı ölçeklerdeki ve proje tiplerindeki deneyimin     ardından 2002 yılında Zafer Murat ile birlikte REM Mimarlığı kurdu. 2011 yılından sonra Sabri Paşayiğit Design Office (SPDO) olarak tanınan ofisimiz, yapılan marka çalışmalarından sonra 2016’dan itibaren Sabri Paşayiğit Architects olarak çalışmalarına     devam ediyor.

'İnsan odaklı sistemler'

Şirketinizin yıllık iş hacmi ve cirosu nedir? Bizlere 2017 yılı hedeflerinizden bahsedebilir misiniz?

Ofisimizde 90 kişilik bir ekibimiz var. 2017 yılı içerisinde 100 kişi olmayı hedefliyoruz. 2016 sonunda kurduğumuz SP Academy ile farklı alanlarda ekibimize eğitimler vermeye başladık. Başta BIM sistemi olmak üzere, mekanik, statik eğitimler, kişisel ve kurumsal eğitimler, saha gezileri ve atölyelerle ekibimize katkı sağlıyoruz. Yine 2016 yılında oluşturduğumu AR-GE sistemini geliştirerek, projelerimize farklı değerler katmayı planlıyoruz. 2017 yılındaki en önemli hedefimiz yurtdışı projelerimizi artırmak. Yurtdışında son 2 senedir Ortadoğu projelerimize ağırlık vermekteydik. 2017 yılında da A.B.D. Houston’da açmış olduğumuz temsilciliğimiz ile pazar araştırmalarını sürdürmeyi planlıyoruz. Avrupa’da da çalışmalarımıza ağırlık vereceğiz.

Mimarlık aynı zamanda büyük bir yaratıcılık gerektirir. Bir Gayrimenkul projesi tasarlarken ana ilham kaynağınız ne oluyor?

Proje alanında kentin çevresel verileri ve orada yaşayan insanların hayatına değer katabileceğini düşündüğümüz her şey bizim için ana ilham kaynağı. İşverenden gelen istekleri çevre verileriyle birlikte ele almak ve daha önce yapılmış projelerden farklı bir proje yapmak için kendimizi her gün geliştirmeye devam etmek ofisimiz için çok önemli. Proje, tasarım, planlama ve uygulama çalışmalarının her aşamasında taleplere kısa sürede çözüm üretiyoruz ve tasarım, planlama ve gelişim sürecinde kaliteyi garanti etmek için de farklı kalite yönetim sistemini kullanıyoruz. Bu süreçlerden geçtikten sonra, başarılı bir proje ortaya çıkaracak olma fikri,     ilhamımızı ve buna bağlı olarak da yaratıcılığımızı tetikleyen en önemli etken diyebiliriz.

Sabri Paşayiğit Mimarlık olarak birbirinden farklı ve her biriyle ulusal ve uluslararası ödül aldığınız projelere imza atıyorsunuz. Gayrimenkul geliştiricileri ile fikir birliğine varmada nasıl bir yol izliyorsunuz?

Biz mimari ekip olarak bir konsept belirliyoruz ve belirlerken o araziden kullanıcısına maksimum fayda sağlayacak şekilde bir proje çıkarıyoruz. Bunu sağladığımız zaman da gayrimenkul     firması ile fikir birliğine varmak çok zor olmuyor. Önemli olan doğru projeyi üretmek her iki taraf da doğru projenin üretildiğine inandığı zaman ortaya iyi bir iş çıkmış oluyor. Projelerin her aşamasında mutlaka işverenlerimiz ile işbirliği içerisinde ilerliyoruz.

Yurtdışında imzanız olan mimarı projeler var mı? Varsa hangileri?

Geçtiğimiz senelerde Azerbaycan, Irak, Umman, Rusya ve Libya gibi ülkelerde projelere imza attık.  Şu an Umman’da ofis binası ve master plan projeleri üzerine çalışmaktayız. Geçen sene 173 adet villadan oluşan bir konut projesi tamamladık. Irak’ta Basra SOC Genel Müdürlük binasının konsept çalışmasını yaptık. Bunun gibi projelerimiz bulunmakta.

Kayserispor Kulübü tesislerini Sabri Paşayiğit Mimarlık olarak tasarlarken nelere dikkat ettiniz?

Projenin en önemli özelliği iyi planlanmış ve kullanışlı olması bir tasarıma sahip olması. Projeyi tasarlarken alanın kentle ilişkisini, mimari kurgunun temelini oluşturacak şekilde düşündük. Bu nedenle kütleler konumlandırılırken Erciyes Dağı'nın görülmesine dikkat edildi. Futbolcuların antrenman yaptıkları alan, Erciyes aksına oturtuldu ve tesis bu aksı ortalayacak şekilde düzenlendi.

Kayserispor Kulübü'nün hedefi, bu tesisin yurtdışı takımları ve milli takım için kamp alanı olarak kullanılması ve şehrin tanıtımına katkı sağlamasıdır.

Tesiste idari bölüm, sporcuların kamp esnasında kalabilecekleri otel, yeme içme konaklama bölümü, yüzme, SPA ve diğer ihtiyaçları karşılayabilecek sosyal alanlar bulunmaktadır. İdari bölümde yöneticilerin, antrenörlerin ve teknik idarecilerin ofisleri ile 250 kişilik bir konferans salonu bulunmaktadır. Ofis binalarındaki kat yüksekliği dört metredir. Binanın ön cephesi insanlarda merak uyandıracak şekilde tasarlanmıştır. Girişte büyük bir avlu oluşturulup tamamı çelik konstrüksiyon ile çözülmüştür. İdari binanın girişinde büyük bir galeri vardır. Ofisler ve holler galeriye bakacak şekilde ferah ve aydınlık bir çalışma ortamı sağlanmıştır.

Tesisin genel planlamasında çeşitli mahallerden bakıldığında Erciyes Dağı'nın görülmesine dikkat edilmiştir. Futbolcuların antrenman yaptıkları alan, Erciyes aksına oturtulmuş ve tesis bu aksı ortalayacak şekilde düzenlenmiştir. Tam ortada ana girişte büyük bir lobi planlanmış, tesise girenlerin antrenman yapan sporcular ve ardındaki dağ manzarası ile karşılanması düşünülmüştür. Bu girişin yer aldığı ana bina büyük bir otel mantığında planlanmıştır. Zemin katta gazetecilerle basın toplantısı yapılacak geniş bir alan, 250 kişi kapasiteli büyük bir restoran, sporcuların zaman geçirebilecekleri oyun alanları, futbolcular için ayrı bir restoran ve bir mutfak, üst katta da suit odalar bulunmaktadır.

Sosyal tesis kısmında açık ve kapalı havuz alanları, hamam, sauna, buhar banyosu, duş ve tuvaletler zemin katta yer alırken; birinci katta ise masaj, fizik tedavi ve muayene odaları ile çelik ayaklar üzerinde oturtulmuş 250 m²'lik fitness alanı yer almaktadır. Burada spor yapanların hem Erciyes'i hem de antrenmandaki futbolcuları izleyebilmesi sağlanmıştır. Şehrin en büyük SPA’sı da bu merkezdedir.

Fanatik Gazetesi’ne özel sorumuz; Sporun toplumlarda birleştirici gücü hakkında ne düşünüyorsunuz?

İnsan topluluklarını millet yapan kültür unsurlarından biri de spordur. Toplumsal dayanışmanın sağlanmasında spor gibi bireyleri yakınlaştırıcı, birbirine kaynaştıran merkezlerin önemli rolleri vardır. Spor, fiziksel engelliler de dâhil olmak üzere bireyler arası fark gözetmeden toplumun değişik kesimlerinin ilgi alanına girmektedir.  Spor sayesinde insanlar milli duygular içerisinde aynı amaçlara yönelmeye, birlikte hareket etme duygusunu yaşamaya başlarlar. Bu nedenle biz de bir mimarlık ofisi olarak artık yaptığımız her projede spor alanlarını projeye dahil etmeye çalışıyoruz. Projelerimizi mutlaka açık spor alanları, yürüyüş yolları vb. öğelerle destekliyoruz. Proje kapsamındaysa, mutlaka sosyal tesis ve bu kapsamda spor alanları planlamaya çalışıyoruz.