Avrupa İstatistik Kurumu Eurostat verilerine göre, 18 ülkelik Euro Bölgesi’nde konut fiyatlarının ortalama artışı yüzde 1.1 oranında, 28 üyeli AB’de ise yüzde 2.3 düzeyinde.
Türkiye konut fiyat artışında son bir yılda yüzde 18.8 yükselişle Avrupa ülkeleri içinde lider durumda. Onu yüzde 13’le İsviçre, yüzde 11.9 ile Macaristan ve yüzde 10.7 artışla İrlanda izliyor.
Habertürk'ten Abdurrahman Yıldırım'ın haberine göre. Türkiye liderliğini son dört çeyreğin üçünde sürdürmüş. Sadece 2014’ün son çeyreğinde, İrlanda’ya kaptırmış. Avrupa İstatistik Kurumu Eurostat verilerine göre, 18 ülkelik Euro Bölgesi’nde konut fiyatlarının ortalama artışı yüzde 1.1 oranında, 28 üyeli AB’de ise yüzde 2.3 düzeyinde. Türkiye ile konut fiyat artışında yarışanlara bakınca İrlanda’nın kriz sonrası düzeltmeyi yapmakta olduğunu, İsviçre’nin ise paraya boğulduğunu ve politika faizini eksi yüzde 0.75’e çektiğini biliyoruz. Bütün varlık fiyatları ve parasının değeri artıyor.
TÜRKİYE FARKI:
TL son bir yılda dolara karşı dörtte bir düzeyine varan değer kaybı yaşadı. Hisse senetleri yüksek dalgalı ama sonuçta değer artışı da yok. Sermaye girişi azalmış durumda. Bütün bunlara karşın gayrimenkul fiyatları tüm finansal yatırım araçlarının üzerinde artıyor. Bu tespit son bir yıldan ziyade son 5 yıl için geçerli. Çünkü son 1 yıllık dolar artışı emlak fiyat artışlarının üzerinde.
- Konut fiyatlarının artmasını sağlayan ana unsur da talep artışı. Türkiye’de son yıllarda konut satışları 1 milyonun üzerinde gerçekleşiyor. Bunun yaklaşık yarısı birinci el konut, yani yeni inşa edilmişlerden oluşuyor. 500-550 bin konut böyle satılıyor.
- Biraz daha fazlası ikinci el piyasada, yani konutların ikinci, üçüncü kez satışıyla gerçekleşiyor. Satışın bu tarafı da çok önemli. Çünkü ikinci el piyasası canlı olmayan hiçbir mal veya değerli kâğıdın birinci eli de canlı olamıyor. Bu yıl konut satışları ocak ayında küçük oranlı bir düşüşten sonra çift haneli büyüme geçti ve aylık bazda yüzde 42 artışa kadar yükseldi. En son ağustos ayında hız kesti ve yüzde 6.5 artışa indi. Eylülde ise yüzde 20 düştü.
ÜRKÜTÜCÜ AMA:
Bu oranda bir düşüş ilk bakışta ürkütücü. Devamı gelirse konut sektöründe 2009’dan bu yana yükselmekte olan fiyatların kırılması ve beraberinde keskin bir satış azalması, sonuçta da sektörel bir kriz yaşanması kaçınılmaz olur. Sektör de artık büyük, beraberinde gecikmeli de olsa ekonomiyi dahi sürükleyebilir.
- Ancak eylül ayı dolar ve Euro kurunun rekor düzeye çıktığı, faizin son 4 yılın en tepesine yükseldiği, borsanın 70 binin altına indiği, terörün 90’lı yılları bile geride bıraktığı, siyasi belirsizliklerin doruk yaptığı, bağlı olarak tüketici güveninin küresel kriz düzeyine indiği bir aydı. Can ve mal güvenliği ihtiyacı içindeki insanların böyle bir ortamda yeni mal edinmesi, yeni borçlanma altına girmesi doğasına aykırı.
- Yüzde 20’lik azalmaya karşın eylülde satışı yapılabilen 90 bin konutun bazısının da anlaşması, ödemesi, kredisi ve nihayetinde kararı önceden verilmiştir. Yoksa eylül konut satın alma kararının verileceği bir ay değildi. Özellikle de konut deyince orta ve üstü gelir grubuna yönelik olanları anlıyorsak.
KALICI DEĞİL:
Diyeceğimiz, eylül ayında konut alımını etkileyen koşullarda büyük bir bozulma söz konusu idi. Dolar dorukta, tüketici güveni dipteydi. Nitekim o koşullar sürdürülemez koşullardı. Ekim ayında dolarda da, tüketici güveninde de düzelme başladı.
- Kasımda muhtemelen siyasi belirsizlikte azalma olacak. Çünkü seçim yapılacak, tek başına iktidar çıkabilir veya koalisyon çıksa da, hükümet kurulacak.
- Dış sermaye akımında da düzelme olacağının net işaretleri geliyor. Faizler artmayacak, düşecek. Kurlar gevşeyecek. Varlık fiyatları da yükselecek.
- Bütün bu olgular konut piyasasını ve gayrimenkul alımlarını destekleyici yönde. Bu koşullar çerçevesinde Türkiye konut fiyatları ve konut piyasası bir süre daha canlı kalmaya ve Avrupa’nın lideri olmaya devam edebilir.
YORUMLAR